Scenar
Self Controlled Energy Neuro Adaptive Regulator kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir
kelime olup, pille çalışan bir el cihazına ve bununla yapılan tedaviye verilen isimdir. Scenar
cihazı son 20 yıldır Rusya’da tıbbın çeşitli dallarında hekimler tarafından kullanılmakta ve
her geçen gün bu konudaki tecrübe ve yayınlar artmaktadır.
1980li yıllarda Rusya’da tasarım bürosu OKB “Ritm” Alexander Karasev ve Prof. Dr.
Alexander Revenko öncülüğünde araştırma yapan bir grup hekim ve bilim adamı,
kozmonotlar için çok amaçlı taşınabilir be noninvaziv bir tedavi metodu üzerinde çalışma
yürütmüşler ve sonuçta Scenar’ı geliştirmişlerdir. Pere Stroyka’ya kadar gizli süren bu
çalışma ve uygulamalar Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra kamuya hizmete
sunulmuştur..
Etki mekanizması
3.6 voltluk pil kaynağı ile çalışan cihaz cilt yüzeyine temas ettirilerek, elektrik akımı
vermek suretiyle etkisini başlatır. Cilt üzerinde ölçülen elektromanyetik sinyalleri kaydeder,
uygun modifiye sinyaller üretir ve vücuda geri gönderir. Gözle görülür etki olarak cildin
kızarması, uyuşukluk, cihazın mıknatıs ile çekilmiş gibi deriye yapışması, ölçüm
rakamlarında değişiklikler ve cihaz sesinin değişimini sayabiliriz. Her bir sinyal bir önceki
sinyalin cevabı olarak değerlendirildikten sonra gönderilir. Scenar’ın üretmiş olduğu
değişken sinyaller beyni uyarır ve beyin periferik sinir sistemine nöropeptid salgılaması
doğrultusunda komut verir.
Sinir lifleri
İnsanın embriyonik oluşumunda 3 tabaka vardır ve tüm organ ve sistemler bunlardan
köken alır. Ektoderm tabakasından deri, saç, tırnak ve sinir sistemi oluşur. Yani deri bir
anlamda vücudun dış dünya ile temasa geçen aracı olduğu kadar, sinir sistemini de bir
parçasıdır. Sinir dokusunun uyarılma derecesi o dokudaki liflerin cinsine bağlıdır. Gasser ve
Erlanger’in sınıflandırmasına göre çapları, iletim hızları ve miyelin kılıfına sahip olup
olmadıklarına göre sinir lifleri 3 türe ayrılırlar:
-“A” lifleri.
-“B” lifleri ve
-“C” lifleri ( en ince ve en yaygın olanlar).
Bu üç grup içinde sadece “C” liflerimiyelinsiz ve uyarılma eşikleri en yüksek olanlardır. “A” liflerine kıyasla “C” liflerini
uyarmak için gerekli olan akım gücü, çapları dikkate alındığında 15-40 katı; miyelinsiz
oldukları dikkate alındığında ise 225-1600 katı olmalıdır. Scenar cihazı yüksek amplitüdlü
impulslar ürettiği için “C” lifleri dahil tüm ince sinir liflerini uyarma potansiyeli diğer
elektroterapi metodlarından (TENS dahil) daha yüksektir. Ayrıca unutmamamız gerekir ki
ince miyelinsiz ya da zayıf miyelinli lifler merkezi sinir sisteminin %80ni oluşturmaktadır.
Bu bilgiler ışığında Scenar tedavinin ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğu
anlaşılmaktadır.
Aynı zamanda Scenar cihazlar ailesine verilen isimdir. Scenar’ın işlevselliğinin temelinde
basit elektro-empedanslı hızlı biyolojik tepkiler yatar. Bu işlevsellik organizma ile sürekli
bir diyaloğa bağlı olarak yürütülür.Patolojik sistemler üzerinde otomatik ve manuel olmak üzere iki farklı rejim olanağı sağlar. Bu patolojik sistemlerin, işlevsel patolojik sistemlere (FPS) dönüşümünü hedefler ve böylece kendi döngüsel gelişimlerinin tamamlanmasını ve ilişkili hasarlı oluşumlarının sona ermesini sağlar. İşte bu sürece Scenar terapi adı verilir. Scenarın üzerinde durduğu esas konu her prosedürü kişiselleştirme çabasıdır. Terapinin hedefi organizma işlev ve sistemlerinin tüm yapısal esaslarına denk sağlıklı bir reaksiyon yaratmaktır. Bu reaksiyon kendi anormalliklerine ve fonksiyonel bozukluklarına yönelik organizmanın kendi cevabı olmalıdır. İyileşme tedavinin bir sonucu olarak görülmemelidir. Bu daha çok organizma yeni işlevsel sistemler oluştururken, hasarların onarımı sonucu gerçekleşen aktif bir süreçtir. Scenar terapisi temelde organizma-cihaz ilişkisini kuran tıbbi bir teknolojidir. Bu ilişki , sistemi oluşturan adaptif sürece destek olan özel reaksiyonları ön plana çıkarmayı hedefler. Bu adaptif süreçler özellikle sıradışı tepkilerin ve hastalıkların çeşitli hallerini yaşayan organizmada FPSnin yeniden yapılandırılmasını ve çalışmasını içermektedir. Terapi, kendine has bir kimlik kazanır ve patolojik genlere odaklıdır. Temel hedef, organizmanın olağandışı süreci bırakması ve hasar görmüş ya da kaybolmuş işlevlerinin düzeltilmesi ile sonuçlanan tam iyileşmedir. Fonksiyonel farklılıklar ve sıradışı süreç, kendi normal gelişim döngüsünü tamamlar ve olgunlaşma safhasına ulaşır. Adaptif reaksiyonlar, patolojik sürecin dinamiklerini maksimumda hızlandırır ve düzeltirler, böylece genellikle de anatomik morfolojik alt katmanındaki iyileşme ile sonuçlanan doğal döngünün tamamlanmasını sağlarlar. Bazı durumlarda ilişkili anatomik morfolojik alt katmanın yokluğunda dahi işlevin gerçekleşmesi sağlanabilir. Organizma öncelikle, kendisi için anatomik morfolojik yapıdan daha önemli olan işlevi telafi eder ve sağlıklı adaptif sonuçlar alınmasını sağlar. Tedavi verimliliğinin başlıca göstergesi klinik anlamda beliren semptomlar yerine, işlevlerin normal seyretmesidir.
Scenarın etkisi ilave farklı düzenleyicilerin bir araya getirilmesiyle arttırılabilir, örneğin onarıcı battaniye ile birlikte kullanılabilir. Bunun yanı sıra homeopati ile birleştirilmesi de çok faydalıdır. Homeostazı destekleme ve iyileştirme süreçlerinde güvenilir ve tatmin edici olan homeopati, Scenarın yürüttüğü enerji denetimi ile mükemmel destek sağlar. Hafif masaj, refleks terapisi özellikle SU-JOK ve küçük dozlarda biorezonik ilaçlar Scenar terapisi ile başarılı bir şekilde birleştirilebilir ve eşzamanlı olarak yürütülebilir. Yüksek tesirli ilaçlar(antibiyotik, hormon preparatları)ve şiddetli sert masajlar organizmayı kötü etkilediğinden, tedavi süreci ile eşzamanlı kullanıldığında Scenar terapisi verimli olamaz. Ancak hasta bu yüksek tesirli ilaçlara bağımlıysa ya da hayati önem taşıyorsa o zaman Scenar ile birlikte bu ilaçların kullanımına devam edebilir.
Scenar terapinin modern tıptaki yeri
Scenar tedavi klasik batı tıbbı ile geleneksel doğu tıbbı arasında bir ara bağlantıdır. Organizma üzerindeki dış etkiler açısından bakıldığında, Scenar bölgesel elektroterapi, batı tıbbı fizyoterapisinin bir parçasıdır. Esaslar ve metodoloji açısından ise geleneksel tıp ile aynı kulvardadır; özellikle akupunktur uygulamaları ile benzerdir. İkisinde de temel hedef organizmanın kendini iyileştirmeye başlamasını sağlamaktır. Ancak akupunkturun farklı sistemlerin klasik, elektrolazer ve magnet daha çok nokta çalışması yaparlar ve biyolojik aktif noktalar üzerinde etkilidirler. Scenar ise bölgesel elektroterapi ile deri ve mukoza dokuları üzerinde etkilidir.
Scenar terapisinin teknolojik açıdan metodolojik farklılıkları :
Scenar terapide doktor (uygulayıcı) ve hastanın (alıcının) aralarındaki ilişki ve işbirliği
tekniği, doktorun hastalığı yenme savaşı’nda hastayı pasif yardımcı olarak gören batı
tıbbındaki tekniklerden farklıdır. Scenar terapisi hastanın aktif yardımı olmadan yapılamaz,
çünkü organizma kendi kendini tedavi edecektir. Scenar cihazı ve uygulayıcısı da bu sürecin
birer yönlendiricisi ve katılımcısıdırlar. Scenar cihazına, doktora ve terapi metoduna yönelik
güven duygusunun oluşturulması önemlidir. Tedavi başından itibaren hastaya kendi
pozisyon ve amacınızı belirten açıklamalarda bulunmanız gereklidir. Hasta korkmamalı,
doktora inanmalı ve kendisi ile çalışmaya başlamalıdır. Eşdüzey bir katılımcı olarak hasta
genel durumundaki ve bedenindeki tüm değişikliklere dikkat etmeli ve dinamikleri
gözlemlemelidir. Tüm bu değişiklikler kendini onarım süreci ve takip eden tedavi
taktiklerini belirler.
Scenar uygulayıcısı tek bir patoloji ile değil tüm organizma ile genel olarak ilgilenir.
Yüzyıllar boyunca tıp hastalığı değil, hastayı tedavi etmek üzerinde durmuştur ve Scenar
uygulayıcısı da bunun için uğraş verir. Tanı ve hastanın geçmişi terapi taktiğini belirleme
konusunda okul eğitimindekinin aksine, belirleyici değildir. Esas dikkat edilmesi gereken
nokta, patolojik sürecin dinamikleri ile ilgili aktif şikayetlerde yaşanan değişiklikler ve şu
andaki en güçlü etkilerin ne zaman ve nerede yaşandığıdır. Scenar doktor/hasta grubundaki
Scenar doktorunun birinci hedefi etkinin şeklini, yerini ve zamanını saptamaktır. Hasta
organizmanın tedaviye vereceği tepkiyi tahmin etmek zordur. Bu tepki bazı nedenlere
bağlıdır: bedenin kendi düzenleme mekanizmalarının çalışmasında koordinasyonsuzluğun
derecesi; bilgi yollarındaki blokajların; organizmada yerleşik başka patolojik süreçlerin
varlığı gibi. Patolojik süreç, kendi döngüsel gelişim safhalarını tamamlayarak ilerlemelidir,
kendi döngüsünü tamamlamalıdır. Ancak terapiye çok şiddetli ya da kronik safhada
başlandıysa akut durumların ve şikayetlerin güçlenmesinin önüne geçmek neredeyse
imkansızdır. İşte bu noktada, bu safhayı en acısız ve çabuk atlatabilmek için hastanın aktif anlayışına ve yardımına ihtiyaç vardır. Hastanın dikkati şikayetlerin güçlenmesi ile
fonksiyon dinamikleri arasındaki bağlantıya çekilmeli, bunun bizim için birincil hedef
olduğu belirtilmelidir. Şikayetler organizmanın bizimle iletişim kurma şeklidir, bedenin
hangi noktasının nasıl bir yardım beklediğini gösterirler ve bu anlamda bizim için
değerlidirler. Bu iletişim sürecinde şikayetler dinamik bir şekilde değişir ve tedavinin
sonunda yok olurlar. Hastanın bu sürecin sonunda karşılaşabileceği bir diğer durum da
bedenin kendini düzenleme mekanizmaları iş başındayken, durağan olan diğer patolojik
süreçlerin de uyanıp kendilerini olumlu yönde ayarlamaya başlamalarıdır. Bazen hedefe
yönelik biraz fazla Scenar çabası, hastanın yıllardır sıkıntısını çektiği başka
rahatsızlıklardan kurtulmasını da sağlayabilir.
Hipokratın sözlerini tekrar edelim:
Hastalık tek bir organa değil tüm organizmaya aittir, hastalık tüm organizmayı yansıtır.
Her organizma farklı olduğundan, Scenar terapide de belli patolojik süreçlerin tedavi
biçimleri de aynı değildir. Ve son olarak, tedaviyi gerçekleştiren sadece Scenar değil aynı
zamanda hastanın organizmasıdır. Ancak üçüncü bir katılımcı daha vardır o da Scenarı
kullanan kişidir. Scenar terapi, uygulayıcısının kişiliğinin bir uzantısıdır.
Her Scenar prosedürü bir kreasyondur ve yaratıcısının kişiliğini yansıtır. Tüm grubun
başarısı için her katılımcının kişilik özellikleri, birbirileriyle olan iletişim ve etkileşim de
çok önemlidir.
Temel olarak özetlemek gerekirse: Scenar takımı, doktor- cihaz- organizmanın etkileşim
içinde olan bir üçlüdür. Terapinin etkisiyle, beklenen süre sonucunda aktif şikayetler ve
ciltteki tepkiler ile nasıl bir yardımın hangi bölgede gerekli olduğu ortaya çıkar. Böylece
adaptif reaksiyonun tamamlanması ile problemli işlevin en hızlı ve en verimli şekilde
onarılması gerçekleşir
Scenar doktoru, döngüsel gelişme programı tarafından belirlenen bu olağandışı sürecin tüm
safhalarında bulunur. Scenar bu yolda sadık bir rehber ve asistan olarak hizmet eder. Güç
dengesini geliştirerek organizmanın problemli işlevi telafi etmesine yardımcı olur. Bu yönde
organizmanın yapabilecekleri sınırsızdır.